18 Şubat 2014 Salı

“Önce ekmek gelir, sonra ahlak-Bertolt Brecht”

İngiltere-Prusya 7 Fransa 6
Tarih: 13.02.2014 Perşembe
Mekan: Waterloo Brüksel
Art: Barok
Spor Kayakla Atlama Buz Hokeyi
Enstrüman Mızıka Balalayka
Branş Blues Country
Balık Mezgit Çinekop
Lokanta Kadı Nimet Foça
TV Samsung Sony
Ders Hayat Bilgisi Vatandaşlık Bilgisi
1 Refik ** Cüneyt **
2 Bora ** Sezai ***
3 Turgut Y. *** Sercan **
4 Serkan *** Bülent **
5 Burak *** Ekrem **
6 Kaan ** Barış **
7 Murat ** Özgür ***


İlle de görmek için mi beklenir güzel günler
Beklemek de güzel
-SUNU

Tarihler 18 Haziran 1815’i gösteriyordu. Avrupa'nın kaderi tek bir gecede çizilecekti. Mavi urbalı Fransızlar ile kırmızı urbalı İngilizler, Belçika'nın Brüksel şehri yakınlarındaki Waterloo kasabasında süngü süngüye, göğüs göğüse amansız bir mücadeleye giriştiler. Top mermilerinden toprağın altı üstüne geliyor, yakılan barutun hesabı tutulamıyordu. Fransız ordusunu hayatın kendisinden çok daha büyük küçük general Napolyon komuta ederken, İngiliz ordusunu başında Dük Wellington, Prusya ordusunun başında ise Gebhard von Blücher vardı.

Bu dünyada iki güç vardır, kılıç ve ruh. Sonunda ruh daima kılıca galip gelir diyen Napolyon şafakla birlikte cepheden saldırıya geçiyordu. Savaş Fransızların lehine seyrederken süvari birliklerinin yanlış manevrasıyla kontrol İngilizlere geçiyordu. Prusyalıların da yardıma yetişmesiyle birlikte Fransızları hiçte parlak saatler beklemiyordu. Geri çekilerek kayıplarını azaltacaklarını düşünen Fransızlar bir hata daha yapıyor toplu imhadan kaçamıyorlardı. Kayıp her iki taraf içinde öylesine büyüktü ki Wellington “Kaybedilen bir harpten sonraki en feci şey, kazanılmış bir muharebedir!” diyordu.

Fransa’da, Cüneyt kale çizgisini müdafa etmekle meşgul, defansta oynayan Sezai rakip sahaya parapet kanallar döşemiş yüksek tansiyonlu ara ara bol presli oynuyor. Sercan pas trafiğini yönetmeye çalışırken, Bülent kendini takım içinde irtibatı güçlendirmeye vakfetmiş. Ekrem orta alanda cansiperane işler çıkarırken, Barış sağ kanattan gedik açma peşinde. Özgür gol yollarına kurşun dökmüş, civa misali rakip sahaya akıyordu.

İngiltere-Prusya’da, kalede Refik olağan perfoansını sahnelerken, Bora, libero pozisyonunda dinamoyu ivmelendirme peşine düşmüş. Turgut Y. Sol kanatta yerini yadırgıyor olsa da cephe ortamına çok rahat uyum sağlıyordu. Serkan, anyondan katyona elektron misali akarken,  Burak   şoselerde mayın patlatıp, rakip savunmanın gönyesini zedeliyordu. Kaan skor üretim merkezine konuşlanmış, istishali seriye bağlamaya çalışıyordu. Hücumda Murat, kritik eşiği aşmış yüzde biri zorluyordu.

Kılıç kullanan kol yorulur; fakat saban kullanan kol her gün daha çok kuvvetlenir, her gün daha çok sahip olurmuş derler. Medeniyet bile kara sabanla başlamış. Uygarlıklar üretim kapasitelerini arttırabildikleri ölçüde tarihe damga vurmuşlar. Bir kişinin şiar edinmesi gereken yegane düstur kol gücünü üretime döndürmek olmalıymış. Yürekten inanıyoruz.

Şartlar ve koşullar ne olursa olsun üretime ara vermeyenlerin kaybetmesi mümkün değildir. Misket bombaları patlasada, şarapneller saçılsada, ihtiraklı obüs mermileri uçuşsada üretime hiçbir zaman ara vermeyelim.

Hasadın keyfini çıkarmak istiyorsak düzenli bir şekilde toprağı sulamamız, işlememiz, ayrıkotlarını ayıklamamız gerekir. Her birimiz kendi bahçemizin bahçevanıyız bu hayatta. Unutmayalım ki bahçıvan yoksa bahçe de olmazmış dostlarım. Bahçelerimize iyi bakalım.

Samanyolu'na en yakın galaksi Andromeda’dan bildiren ketenhelvacı cümlemize iyi haftalar, başarılı hasatlar diler.
---------------
Mart Fırtına Takvimi
1 Mart : Fırtına
11 Mart : Kocakarı Fırtınası
12 Mart : Hüsum Fırtınası
24 Mart : Koz Kavuran Fırtınası
26 Mart : Çaylak Fırtınası
29 Mart :  Fırtına

Waterloo - Stonewall Jackson Lyrics
Waterloo Waterloo where will you meet your Waterloo
Every puppy has his day everybody has to pay everybody has to meet his Waterloo

Now ol' Adam was the first in history with an apple he was tempted and deceived
Just for spite the devil made him take a bite
And that's where ol' Adam met his Waterloo
Waterloo Waterloo...

Little General Napoleon of France tried to conquer the world but lost his pants
Met defeat known as Bonaparte's reterat and that's where Napoleon met his Waterloo
Waterloo Waterloo...

Now a feller who's darling proved untrue took her life but he lost his too
Now he swings where the little birdie sings
And that's where Tom Dooley met his Waterloo
Waterloo Waterloo...


“Kumarda kaybeden aşkta kazanır / Sfortuna al gioco ,fortune in amore”- İtalyan Atasözü

Shogun 10 Bonanza 6
Tarih: 09.01.2014 Perşembe
Mekan: Pensilvanya Ankara
Kort: Roland Garros
Kumar Tombala Fırdöndü
Armoni Tanita Tikaram Tracy Chapman
Şair Cemal Süreyya Nazım Hikmet
Aksiyon Kamikaze Harakiri
Sistem Ju Jitsu Aikido
Erenler Hacı Bektaş Sultan Veled
Meslek Baytar Kabzımal
Banka Osmanlı Halk
1 Mehmet *** Emre **
2 Barış *** Enver ***
3 Turgut T. ** Sezai **
4 Ekrem ** Özgür **
5 Alper ** Murat *****
6 Bora *** Kaan ***
Goller:
Bora 5 Kaan 3
Barış 5 Özgür 1
Sezai 1
Murat 1

yemin etmiştik küçük harflerle konuşmaya
cücelik dersleri almıştık çarşılardan
yeleleri çöl yelleri ile okşanan atlar gibiydik
dört nala sonsuzluğa koşan
ah ki gittikçe küçülen harflerle...
-KUMAŞ YALNIZLIKLARI

Fuji dağının kıraç platolarında şahika mücadelesi veren samuraygillerden Shogun ile Teksas’ın alize rüzgarları ile çoraklaşmış çiftliklerinde petrol zaferi peşinde heder olan Bonanzagillerin mücadelesine tanıklık ettik. Ardaşık çarpışmalar silsilesinden tavuk karası gözlerimiz değirmen taşı gibi açılayazdı. İradeler çarpıştı, kondisyonlar çarpıştı, yetenekler çarpıştı, kozlar çarpıştı. Shogun son düzlükte maça valesiyle enpas atıyor fazladan bir el yaparak maçı 10’a 6 kazanma başarısı gösteriyordu. Maçın özetini takiben aktivistlerin bireysel performanslarına geçelim isterseniz.

Shogun’da kalede Mehmet uçmadık şut, dokunmadık top bırakmıyor, bir parende atmadığı kalıyordu. Sağ bek oynayan Barış, çözüver düğmelerin göreyim siğnelerin nağmeleri eşliğinde hücum ağırlıklı oynuyordu. Libero Turgut nurlu paslar, narlı çalımlar atıyordu. Sol bek Ekrem, Obi-Wan Kenobi’nin güç bizimle olsun repliğini şiar etmiş, katı defans yapıyordu.  Alper ne çıkarsa bahtına deyip, rakip defansa sağ kanattan bindiriyordu. Buşido, savaşçının yolunu en iyi ben bilirm diyen Bora gollerden muson yağmurları oluşturuyordu.

Bonanzagillerde kalede Emre atakları kesmek için Voodoo’ya bel bağlamıştı. Enver, defansta çok çalışkandı, granitten dalgakıranlar oluşturma peşindeydi. Göbekte oynayan sezai, maestro görevini yapsada gol yollarında etkili olamıyordu. Sol açık Özgür, zayıf noktalara C4 yerleştirip rakip sette gedik açmakla meşguldü. Roninlerin isyanını sahaya çok güzel yansıtan Muratın çabaları galibiyete yetmiyordu. İleri uçta Kaan, Nazım Usta’dan feyz almış “O duvar, o duvarınız, vız gelir bize vız” nidalarıyla fütursuzca saldırıyordu.

Nihayetinde oyun Shogun’un galibiyeti ile noktalanırken, vız gelen Bonanza ofise tırıs gidiyordu.   

Gerçek ibadet, susup pusmak değil, konuşup düşünmek ardından da eyleme geçmekmiş. Hayat hiçkimseye acımamaktadır. Olanı kabullenmek, verilenle yetinmek yoktur yasamızda. Atalate kapılmak yok, vazgeçmek yok. Eyleme geçeriz, bileklerimizle yüreklerimizle ele ederiz hakkımız olanı. Ateşböceği sanılmaktan korkmadık hiç bir zaman. Biliyoruz ki hepimiz birer yıldızız.

Oyun bitip şah ve piyon aynı kutuya girerken Neşet Baba’nın deyişiyle bitirelim yazımızı. Ayaklarınızın turabı gönüllerinizin hizmetçisiyim. Bir sonraki maçta tekrar görüşmek üzere hoşçakalın.
---------------
Septisizm (kuşkuculuk): Birine mi baktın bilader?
Materyalizm (maddecilik): Et ete değecek aga…
Varoluşçuluk: Ben böyle hayatın çarkını tekerini
Hümanizm: Böyle konuş canımı ye.
Kantçı ahlak: Biz ayrıldığımız hatunun ayak topuğuna bile yan gözle bakmayız hacı.
Izafiyet (Görecelik): Yeşil Vadi bazen Seferoğulları’nındır bazen de Tellioğulları’nın


“Tanrı büyüktür,fakat orman ondan daha büyüktür.”-Kızılderili Atasözü

ÇOK FENA YAPARIM  24 EZİLDİK AMA AYAKTAYIZ 12
olduğu tahmin ediliyor diye abartılıyor
Tarih: 26.12.2013 Perşembe
Salon: Haldun Taner Musahipzade Celal
Stad: İzmir Atatürk
Stüdyo: Universal MGM
Türkü: Etek Sarı Mardin Kapısından Atlayamadım
Ressam Paul Gauguin Vasiliy Kandinskiy
Film Düğün Dernek Çalgı Çengi
Çakı Victorinox Wenger
Aparatçik Yo-yo Frizbi
Kanal Süveyş Panama
Peynir Gravyer Mihaliç
Ağaç Meşe Dut
1 Mehmet *** Refik **
2 Bora ***** Enver **
3 Barış ***** Kaan ***
4 Turgut T. *** Emre **
5 Murat *** Kürşat **
6 Ekrem *** Alper **
7 Turgut Y. **


yüzümde metresine dantelli don almış
taşralı tüccar mutluluğu var
yüzümde kırık bir şişeyi andıran
yanık izi var baba beni tahrik et
yaralı bir kuşun yanına göm beni
tek koluyla savaşarak tarihe geçen
bir halk kahramanı gibi abart kendini
- AŞK ÜÇ KİŞİLİKTİR

Taktik, yapacak bir şey olduğunda ne yapacağını bilmektir; strateji, yapacak bir şey olmadığında ne yapacağını bilmektir...-SAVIELLY TARTAKOWER

Postacı kapıyı iki kez çalarken, inisiyatif kapıyı nadiren iki kez çalarmış. Hamle sırası sizdeyse ve rakibinizin eylemlerine tepki vermek yerine eylemi siz yaratıyorsanız, oyunun akışını kontrol edersiniz. Hareketlilik, esneklik ve şaşırtmaca kazanma olasılığınızı arttıran temel faktörlerdir. Unutulmamalıdır ki tehdit her zaman için saldırıdan daha etkilidir. Bunu en iyi Spartaküs bilmektedir. Yenilmez Trakyalı inisiyatifi eline almış, eylemini öyle etkili yaratmıştır ki, Vezüv Yanardağında kalabalık Roma ordusunu yenilgiye uğratabilmiştir.

Spartaküs özgür olmayı kafasına koymuştu. Bu yolda fiziksel, astral, mental ve kozal tüm araçlarını Roma karşısında sahaya sürdü. Roma’nın üçüncü gözü açıldığında artık çok geç olmuştu. Küçük İskender hadisenin farkına o zamanlar varmış ve "biliyorum bundan sonrası yatağın yatağa omuz attığı, papağanın papağana silah çektiği, cesedin cesetle çılgınca raksettiği o uppuuzun cerahatle lal vakti!" diyerek bu dönüşüme şahitlik etmişti. Roma artık o kadar da büyük değildi. Algoritma değişmiş, zaman değişmiş, anlayış değişmişti.  

O yenilmez Trakyalılar bir kez daha sahaya çıkıyor, cevhere ulaşma yolunda iradelerini tam olarak sahaya yansıtıyor, altı kişilik dev kadro yedi kişiye sahayı dar ediyordu. ÇOK FENA YAPARIM,  EZİLDİK AMA AYAKTAYIZ’ın  mantığını bulandırıyor, yağdırdığı gollerle rakibin hafızasında 120 desibellik ışık patlamaları yaratıyordu.

EZİLDİK AMA AYAKTAYIZ’ın kalesinde Refik vasat plonjonlar yapmakla meşgul olurken, Enver defanstan sürpriz çıkışlar yapıyordu. Kaan direnciyle az da olsa takımı ayakta tutarken, Emre sol kanatta tsunami yaratmakla meşgul oluyordu. Kürşat rakip savunma duvarını bodoslama yarma peşine düşmüş,  mıknatıs Alper her topu kendisine çekiyordu. Fırsat bu fırsat diye şutlarıyla rakip kaleyi döven Turgut Y.’nin aksiyonları mağlubiyeti engelleyemiyordu.

ÇOK FENA YAPARIM’da kalde biz diyelim panter siz deyin leopar Mehmet kürre-i arzı patlatır çıkarım diyen duruşuyla bütün şutlara kota uyguluyor, stoper niteliklerini tam olarak uygulayan Ekrem rakibe geçit vermiyordu.  Murat  trafo merkezine konuşlanmış takımın enerjisini arttırmakla meşgulken, Turgut T. Muhteşem defans ve doksana çıkardığı plaseleriyle dikkatleri çekiyordu. Barış rakibi üst seviyede performans testlerine tabi tutmuş, ayağına yapıştırdığı topla Bora rakip defansı hallaç pamuğu gibi atıyordu.

ÇOK FENA YAPARIM, zafere ulaşmanın tüm hazzını hücrelerine kadar hissederken,  kalıplarından kurtulmayan, yenilmez Trakyalıların ortaya koyduğu yeni dinamiklere ayak uyduramayan  EZİLDİK AMA AYAKTAYIZ şimdiden bir sonraki maçın taktiklerine konsantre olmuştu.

Çalışmak, çaba göstermek sonsuzluğa doğru haşmetle ve vakur bir tevazuyla seyreden hayat kafilesinin içinde kalmak, uyum içinde olmak demektir. Her insan işini aşkla yapmalı ve kulaklarını dört açıp çevresindekilere duyarsız kalmamalıdır. Sizde duyarsız kalmayın dostlarım. Şimdiden...

Yeni yılınız kutlu olsun!
Cangı cılıngız kuttu bolsun! (Kırgız Türkçesi)
Yengi yılıngız mübarek bolsun! (Özbek Türkçesi)
Teze yılınızı gutlayaarın! (Türkmen Türkçesi)
Sezne yanga yıl belen tebrik item! (Tatar Türkçesi)
Yeni yılınızı kutlerim! (Gagauz Türkçesi)