Kafka - Düşünür
11 Aralık 2018 Salı
insanlar yaşadıkça ihtiyarladıklarını sanırlar, halbuki yaşamadıkça ihtiyarlarlar.
VUR
Buğdayın, petrolün ve alınterin
yabancı ırmaklara akıyorsa
su dursa bile sen durma
alnından kaderini çalanı vur
ağzından alınmış olsa da sözün
can, yüreğinden damıtılsa da
-acılar kardeşindir senin
kan sussa bile sen susma
hayından zalımdan doğanı vur
gönülden doğan
acıyı vurma
-Refik DURBAŞ
Bir çocuk, Fazıl Hüsnü Dağlarca'ya “bana şiir öğret” diye gelmiş.
Dağlarca çocuğa “bak” demiş, “Allah, sağ kolunu keseceğim,
İstanbul'un en büyük şairi olacaksın. Öyle bir yetenek vereceğim sana” dese ne
yaparsın. “Kessin” demiş çocuk. “Sol kolunu keseceğim Türkiye'nin en büyük
şairi olacaksın, sağ bacağını keseceğim, Balkanların en büyük şairi olacaksın…”
Yeter, demiş çocuk. Başlarım şairliğe. Dağlarca diyor ki, bir göz bebeğim
kalsın, bir de yazacak bir parmak. Ben şiir yazayım...
İDEFİX Seçkisi:
“2018’in En İyi 50 Romanı”
İlk 10’daki
kitaplar şöyle:
‘Bir At Bara
Girmiş’ – David Grossman
‘Mahcubiyet ve
Haysiyet’ – Dag Solstad
‘Bildiğimiz
Dünyanın Sonu’ – Erlend Loe
‘Sürüklenme’ –
Latife Tekin
‘Âşıklar Delidir
ya da Yazı Tura’ – Ayfer Tunç
‘Yapraklar Evi’ –
Mark Z. Danielewski
‘Labirent’ –
Burhan Sönmez
‘Acı Bir
Başlangıç Bu’ – Javier Marias
‘Saflık’ –
Jonathan Franzen
‘Kanını Satan
Adam’ – Yu Hua
Bu Kırlangıçlar Gitmemişler miydi?
BU KIRLANGIÇLAR GİTMEMİŞLER MİYDİ?
Giden gelen yok. Bir titreşimdir bu.
Duragan fulyanın üstünde arı
Bir diyapozon gibi titremekte. Kırlangıç
Tarihsizdir. Belleğim sarsılıp duruyor
denizde.
Martı bir uçta kanat, bir uçta ses.
Ya sabah, ya
öğle. Gemici ve bulut,
Güneş ve yağmur
kıl payı bir dengede.
Dolu bir boşluğu
doldurup boşaltmak işimiz.
Ölülerle,
gecelerle, sümbüllerle.
-Melih Cevdet
ANDAY
-------------------
BAHAR
Baharda kışı, kışın da baharı özler insan.
Ne uzaksa onu özler..
Kavuşmak şart mı?
Boşver.
Bazı şeyler yokken de güzel.
-Özdemir ASAF.
Live
Project #2 Dolya vorovskaya
BRIANNA - Lost
in Istanbul (by Monoir) [Official Video]
Hayat bu, olur olmadık zamanlarda olur
olmaz işler yapar durur. Bir boşluk görmeye dursun, alelacele doldurur orayı.
Kimselere sormaz üstelik, oldubittiye
getirir. 14 milyar yıl önce bunu yapmıştı işte. O harikulade hiçliği ne gereği
vardıysa tek bir patlamayla darmadağın etmiş, sonra
da boşluğun tıka basa dolmasını şehvetle izlemişti.
Küçük, minik,
ufacık bir patlama yeter de artar bile. Sonrası kendiliğinden gelir zaten. Hep
öyle olur.
Zen bilgesi
"Nehri itekleme, o kendi akar" demiş. Ne yapalım, bazen insan güneşi bile iteklemek istiyor.
Nasıl yaşanırsa,
öylece ölünür. İstisnası yoktur hayatın.
Bir lafı nerenden
anlarsan orana girer.
“Bir yanım bir
kaybeden olduğumdan şüphelenirken diğer yanım yüce tanrı olduğumu düşünüyor.” –
John Lennon
“Bazıları 25’inde
ölür ama 75’ine kadar gömülmezler.” – Benjamin Franklin
“Yaşamak çok
nadir birşeydir. Çoğu insan sadece var olur.” – Oscar Wilde
Dünyada her
nimeti bıraksam ne çıkar ki?
Orda o varken,
burda bırakılmaz ne var ki?
-Necip Fazıl
DESEM
Kİ
Cahit Sıtkı TARANCI
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Bil ki ölmüşüm.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
Bilmez
olurmuyum hiç
Hani
şu 13 numarada Güzin
Hani
hepimizin sevgilisi…
Bana
teveccühü fazladır!
Ayrı
bir muameleye tabiyim.
Bir
huyu var ki çok tuhaf, çok acayip
Hiç
beğenmiyorum, hiç
Yağmurlu
ışıksız gecelerde! Balkona çıkıyıyor çırılçıplak! İri yağmur taneleri vuruyor
Memelerine,
bacaklarına! Sonra gelip içeriye! Göğsünde tomur tomur su taneleri! Saçları
bacakları ıslak! Uzanıyor yatağa…
Huyunu
beğenmiyor dedimse de
Yalan,
Zatürre olmasından korkuyorum…
-Mehmed
Kemal
Yeşilçam'ın iyi yürekli kötü adamıydı.. Emekçiydi.
Gerçek yaşamında eşini erken kaybeden, oyunculuktan
aldığı parayla geçinemeyip aynı zamanda kahve işleten; ikinci evliliğine kadar
üç küçük çocuğuna hem annelik hem babalık yapmak zorunda kalan, altın yürekli
bir adamdı.
Erol Taş Röportajı -Meşhur Senet Olayını Anlatıyor
------------------------------------------------------------
Musa Eroğlu & Cem Adrian -
Yolun Sonu Görünüyor
Mümin Sekman'dan başarılı olmanın
yolları
Ahmet Kaya - Arif Sağ - Çift Jandarma
-------------------------
DANIEL QUINN
-------------------------
AGOTA KRİSTOF
BÜYÜK DEFTER
Agota Kristof’tan savaş, yıkım, göçmenlik, kimlik,
insanlık ve yazmak üzerine tüyler ürpertici bir üçleme…
Zamanın ve adın olmadığı
bir coğrafyada, savaşın, felaketin, yoksulluğun ortasında anneannelerine emanet
edilmiş küçük ikizler, bir yandan hayatı anlamaya çalışırken bir yandan da ne
pahasına olursa olsun hayata sıkı sıkı tutunmaya çalışırlar. Gün gelir
ikizlerin yolu ayrı düşer. Bir daha görüşebilecekler midir? Belki de, sınırları
aşmak, sadece mekânları ve kişileri değil, kimlikleri ve hatta geçmişi bile
değiştirebilir...
İSMAİL
ÖĞRETMEN ÖĞRENCİLERİNİ ARIYOR.
Dünyayı kurtarmak için içten bir arzu
duyulması şarttır. Şahsen başvurun.
Gazetedeki bu üç satırlık ilan, yaşam boyu sürecek bir maceranın başlangıcıydı…
LATİFE TEKİN
SEVGİLİ ARSIZ ÖLÜM
Kendi öz değerlerimi, dilimi ve birlikte doğup büyüdüğüm insanların
durulmaz bir coşkuyla bana taşıdıkları sevgiyi koruyabilmek için direndim.
Elinizdeki roman bu direnişim için aralarında büyüdüğüm insanların bana
armağanıdır.
Bu sözlerle anlatıyor Latife Tekin ilk romanı Sevgili Arsız Ölüm’ü. Yazarının yaşadıklarından damıttığı, sözlü
kültürle harmanladığı bu benzersiz roman ilk kez 1983’te yayımlanmıştı. Aktaş
ailesinin köyden kente göçünü, yaşama çabalarını, korkularını, aile
bireylerinin giderek yalnızlaşmasını konu edinen Sevgili Arsız Ölüm,
yoksulların yaralı bilincini benzersiz bir şekilde yansıtmakla birlikte,
masallar, türküler, mâniler ve halk hikâyeleriyle örülmüş anlatımı nedeniyle
eleştirmenlerce “büyülü gerçekçilik”
akımına dahil edilmiştir.
---------------------------------------------------------
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)