ŞİİR DENİNCE:
Yağmurlar da diner moruk
Gökyüzüne bakmayıveririz bir gün
Zaten üç damla suyun bir avuç toprakla çarpımından
Doğdum ben
Bunun için çamura kestim son günlerde
Sen hiç Bob Dylan dinledin mi?
Hiç dün gece dinledin
mi?
Şarabı rakıyla karıştırıp
Saatler moruk saatler… ne olmuş saatlere
Kurmayıveririz bir gün
Ben parmak hesabıyla bir ömür yaşadım
Yükseklik korkusundan başım hiç dik durmadı
İğreniyorum kendimden bile bazan
Dünyadan her zaman
Kaldırıp yakamı inerim
gecenin ayıp yerlerine
Eve geç gelen adamların hüznüyle
Biz ne kötü yaşadık be moruk
Bir kuş kanatlarını
dürünce rüzgarsız kalmak gibi
O kadar yalnız, o kadar umutsuzduk
-geçmiş zaman kipi gitmedi burda ama neyse
Moruk diyorum artık benimle büyüyenlere…
|
|
Ben nerde bir çift göz
gördümse. Tuttum onu güzelce sana tamamladım. -Cemal Süreya
|
PAYLAŞIMLAR:
Ayakta duracak halim
yokken, hayatta duracak mecburiyetim...
Denginiz değilim efendim,
dengesizim... / Dostoyevski- Suç Ve Ceza
Atalarımız der ki,güneş,
diz çökenlerden önce ayakta duranların üstünde parlar.
"Küçücük ömrüm hep
rüzgar gülleri kokacak" – Küçük İskender
Hazreti Muhammed’I Miraç’a
yükselten, İsa Peygamberimizi göğe, koltuğunun altına alan Alaah, bizi de
unutmamış olsun. Amin.
“Hafıza-ı beşer nisyan ile
malüldür.” – Muallim Naci
İnsan hafızası
unutkanlıktan dolayı kusurludur. Unutursak kalbimiz kurusun. Akşamdan sabaha
unutanları gördükçe imrenirsiniz onlara. Balık olasınız gelir. Oysa siz rakı
şişesine düşmüşsünüzdür. Anason, aklınızın duvarlarına sıvamaktadır unutmaya
çalıştıklarınızı.
Hatırlamak için bir
hafızamız varken, unutmak için elimizde hiçbirşeyin olmaması hayatın bize
ettığı en büyük kazıktır. -Murathan Mungan
Perilere inanan fillerden
olalım.
“Sual eylen bizden evvel
gelene. Kim varimiş biz burada yoğ iken. -Karacaoğlan”
“Ben ustamın ustası,
çırağımın çırağıyım.” – Halil Cibran
Asıl yollu sizsiniz. Sizin
yolunuz, yol değil ve biz sizinle aynı yolun yolcusu değiliz.
Beni gece ile imtihan etme
nankörlük, durup ömrümü düşünürüm o zaman. -küçük iskender
Ruhuna El-fatiha.
Gençliğimizin tabi ulan, küçük iskenderin duayla ne işi olur.
Kum saatini yatır –
geçmesin artık zaman. -küçük iskender
Seni oraya kadar taşıyıp
getirdilerse eğer; heykeltraşı bekleme, sende kendi kendine yontul biraz.
Dolu sunulması ve dem
alınması kadim geleneklerdir. Şiir demse, şairler de cemdir. Mey’in ister yar aşkına,
ister pir aşkına, ister yaradan hürmetiyle içimize dökülmesinin de şiirin
hayatiyetiyle ilgili olduğunu söyleyelim. Esriklik, sarhoşluk hali kimdedir,
aşıkta, dervişte, şairdedir. Biz sarhoşken üzüm daha yaratılmamıştı.
Üçüncü ayakta 'rüzgârın
kızı' yine gelmeyecekti. Ganyanım tökezlemiş ve hayatım buruşuk bir resim
olarak hatırlanacaktı.
Aort damarının acısız bir şekilde
zedelenmesi durumunda kan kaybından ölebilir bir insan.
when dreams wake
life ends.then dreams are gone.
life ends.
rüyalar uyandığında
hayat biter.sonra rüyalar gider.
hayat biter.
yani rüzgar her şeyi alıp
götürmeyecek.
Papalagi denince beyazlar
ya da yabancılar anlaşılır. Ama sözcüğü sözcüğüne çevrilirse “göğü delen”
anlamına gelir.
Samoa’ya ilk misyoner bir
yelkenliyle gelmişti. Yerliler bu beyaz yelkenliyi ufukta bir delik olarak
gördüler, beyaz adamın içinden çıkıp kendilerine geldiği bir delik. O, göğü
delip geçmişti. “Göğü delen” ismi bir metaforken zaman içerisinde düz anlamda
içermeye başladı. Çünkü, Papalagi sonunda göğü gerçekten delmeyi başardı. “Ozon
deliğinin” içinden ne tür bir yelkenlinin çıkageldiğiniyse zaman gösterecek.
kenardan geçeyim
yol sizin olsun
ağular içeyim
bal sizin olsun
-Neşet Ertaş
Evet, hiç değilse
Ben ölünce
Bir fener olsam;
Tek başıma geceleri,
Uykulardayken dünya,
Gökte ayla senlibenli
Sohbete dalsam.
-Wolgang Borchert
Suyun üstünde bile
yürüseniz, 'Çünkü yüzme bilmiyor! ' diye eleştirenler her daim olacaktır. O
yüzden siz işinize bakın!
İnsanın asla gerçekten
değişmediğini, değişmeinin mümkün olmadığını, yedisinde neyse yetmişinde de o
olduğunu, değişmek için baştan başlanmayacağını anladım. O zaman ne için baştan
başlanıyor? Diye sordu. Masa değiştirmek için baştan başlanır dedi. Yanlış oyuna
katılmış olduğumuzu düşünürüz her zaman ve başka bir oyun masasına oturmuş
olsak elimizdeki kağıtlarla kim bilir neler yapabilirdik diye geçiririz
aklımızdan.
Kağıtları değiştirmek
olanaksız, oyun masasını değiştirmekten başka çare yoktur. Masanızı buldunuz mu
diye sordu. Evet, iğrenç bir masa, herkes hile yapıyor, para kirli, insanlar
beş para etmez.
Masa değiştirmek zorunda
kalan insanlardan olmayalım.
Genel Görelilik Kuramı /
Kuantum Mekaniği
Mozart – Requiem
The last blackboard of Niels Bohr, Copenhagen.
Şüphe sonuna kadar devam eder.
Paul Dirac
“Bizim gibi fiziğe inanan
insanlar, geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrımın sürüp giden inatçı bir
yanılsamadan başka bir şey olmadığını bilir.”
ŞARKI
/ TÜRKÜ DENİNCE:
https://www.youtube.com/watch?v=MT_Hg-6JuewNazan Öncel / Gidelim Buralardan
Teoman-Oğul