Blues
Yağmurdan kaçarken taşa tutuldum
Dönüp bakamadım bile
Şimdi kendi içine yağan bir bulutum
Kağıtlar yeşeriyor toprak yerine
Saçlarımı uzattım, aynayı kırdım
Deri ceketimi çıkardım sandıktan
Cebimde 20 yıl önceki sevgilimin resmi
O mu büyüdü, ben mi yaşlandım?
Gümüş tabakamı, köstekli saatimi
Bir blues ritmiyle kullanıyorum
Her sabah yeniden uyansam da
Naftalinli bir gençlik bu yaşadığım
İpsiz ruhum, sarsak, serseri
Otobanlarda sırtında heybesiyle
Cafelerde tuborg bira ve patates cipsiyle
Durdun bir yerde, çağını bekliyorsun
-Ahmet Erhan
---------------------------------------
Yalnız kalacak kadar haklı olma.
Suriyeli müzisyenlerin mülteci makamı: “Kıyılarınıza,
kumsala, plajlarınıza cesetlerimiz vurduysa, özür dileriz.”
Hiç kimse ilk dizeyi yazmadan bir şiiri bitiremez.
Herkes uyurken uyanık olma da bir güçtür ama yapayalnız…
Emekliliğe ayrılan yakuzalar genelde kumaş pantolonun
üzerine boğazlı kazak giyerler. Sumo güreşlerini izlemeye giderler.
Aşk olsun, ant olsun, can olsun.
Yalvaç kendisine kitap gönderilmiş peygamber,elçi.
Isparta'nın bir ilçesi.
İhaneti severim ama hainlerden nefret ederim. /
This principle is old, but true as fate, kings may love
treason, but the traitor hate.
-Julius Caesar
Sonradan helal etmeyeceğin hiçbir şeyi ikram etme can.
Çayını da, ömrünü de…
Maverick: Sahipsiz buzağı, damgalanmamış dana, başına buyruk
tip.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder