6 Şubat 2021 Cumartesi

Sabırla Koruk Helva, Dut Yaprağı Atlas Olur / Bol Bol Yiyen, Bel Bel Bakar

 


Dünyaya indiğim ipin son lifi de

Koptu kopuyor rüyanın bitişinde,

hayret!

hayat varmış,

çamurdanmış,

asfalt yolun kenarında kalmış.

         -Dündar Hızal

 

ÖMRÜM

Hangi ırmaktan akıyor yüreğinin bozaran sevdası

Hangi kolunda köprüsü var gecenin

Bir ucunda puslu gök bir ucunda sazlık, hasretle bilenen

Aynı ürperti aynı heyecan

Sensin boyun eğen acıya

Gizlenmez yaraları taşırken bedenin

Ömrümün genç yarısına

       -Kaan İNCE

 

-----------------

Hükümdar yol vermeden eşkıya kervan basamaz - Şirazlı Sadi

 

Boşlukta, arafta kaldık. Suya ne batan, ne çıkan yarı dolu leğen gibiyiz. Tıngır tıngır salınıyoruz denizin üstünde.

 

Sonunda ortaya çıkan bir gerçek vardı bir zamanlar; o yok artık işte.

 

Kafesin biri, bir kuş aramaya çıktı. – Franz Kafka

 

Bazı insanlar nereye gitse mutluluk getirir, bazılarıysa ne zaman gitse. – Oscar Wilde

 

Yaşamayı bilmeyen kimseler her nedense, ölmeyi de bilmiyorlar.

 

The person who lifts this sword out of the stone will rule all of Britain. -King Arthur

 

Gabriel Garica Marquez; şöyle diyor: “Bana öyle geliyor ki, bir yazarı cennet ya da cehennemde yaşama ikilemiyle yüz yüze getirirseniz, cehennemi seçer... Orada daha çok edebî malzeme bulur.”

“Edebiyat söz konusu olduğunda Karayip sahili yoktur. Edebiyat hayattan koparılıp kapalı çevrelere tıkıldığında bir uçurum açılır ve o uçurumu taşralılar doldurur... Retoriğe dönüştürerek edebiyatı kurtarırlar.”

 

Kuruşumuz, duruşumuzu bozmasın canlar. Tefekkür, iç gözlem ve öz analiz yoldaşımız olsun.

Karakolda Doğru Söyler Mahkemede Şaşar / Tek Ülke Tek Anayasa Tek Yazgı

 n’olur uyuma. yağmur. sakin sakin. ara ara yağıyor

uyuma! her şey, artık tüccarların elinde.

biz seninle kışa girmiş iki sardunya gibi

oturacağız, bekleyeceğiz, n’olur uyuma!

 

uyuma!

                                -Birhan Keskin


Görünmez rüzgarın ile bizi alemden süpürürsün , hatırla Rabbim nasılda sık unutulursun.

The wind invisible sweeps us through the world. Remember God so much that you are forgotten."

 

"wenn es einen gott gibt muß er mich um verzeihung bitten."

"if there is a god, he will have to beg for my forgiveness,"

"eğer bir tanrı varsa onu affetmem için yalvarmak zorunda."

 

Arkandan konuşulmasından daha kötüsü, arkandan konuşulmamasıdır. -Oscar Wilde

 

Beethoven tezatların insanıydı. En güçlü bestelerini sağırken, neşeyi betimleyen yapıtlarını ise mutluluktan en uzak olduğu dönemde üretti.

 

Güneşin altında güneşin yön değiştirişine göre yönünüzü tayin ediyorsunuz ya iş te o zaman insan yaşadığını anlıyor. – Bir Yörük Kadını

 

Dünyayı sırtıma yüklesem de sizi hiç bırakmadım. - Atlas   

 

Ortada böbürleneceğim bir soyadı kalmadığında kendime ‘Nesin’ soyadını aldım. Herkes ‘Nesin’ diye çağırdıkça ne olduğumu düşünüp kendime geleyim istedim.

 

Bunca birikmiş işlerim varken

Zamanım yok, cenazeme gidemem

Nikahlarıma da hep böyle geç kalırdım

Kalsın yarına, bugün ölemem.

– Aziz Nesin

 

Bir ateş düştüğünde nasıl bir anda yayılır bilir misin? Yardıma koşarmış gibi yapanlar büyütür ateşi.

 

“Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte… İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söyleyecek kimsesi kalmamak ayrılık. Ödünç sesle konuşan bir kalabalık içinde kendi sesiyle silinmek. Birdenbire büyümesi, gülüşü artık yaprak kıpırdatmayan bir çocuğun. İnsanın yaşlandıkça kendi kuyusuna düşmesi. Bir kadının yatağına uzanan kül bağlamış bir gövde. Saçına rüzgâr, sesine ışık düşürememek kimsenin. Parmaklarını sözüne pınar edememek. Uzaklarda bir adamın üşümesi, bir kadın dağlara daldıkça. Işıklı vitrinlere bakmadan geçmek çarşılardan. Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun. Evlerle sokaklar arasında bir ayrım kalmaması… Ayrılık o küçük ölüm, usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan.”

-Şükrü Erbaş