İletişim Yayınları Dünya Edebiyatı serisinin 217. Görülmeyen Adam (Invisible Man) kitabında Ralph Ellison Afrika kökenli isimsiz bir Amerikalının Güney Carolina’da bir kolejden başlayıp Harlem’e uzanan Amerikan toplumundan ayrı düşmüş küskün bir mülteci olma hikayesini anlatıyor. Ellison bize ne düşünmemiz gerektiğini söylemiyor, olayları isimsiz kahramanın gözünden anlatmakla yetiniyor. Çok kültürlü, çok uluslu Amerika’nın derin problemine yakından şahitlik ediyoruz.
Görülmezliğini fark edinceye kadar canlı olmadığı iddiasında
bir genç adam. Fonda Louis Armstrong’tan
Ne yaptım ben
Bu kadar kara
Ve bu kadar hüzünlü olmak için?
şarkısını dinliyor. Kulaklarında büyük babasının “başın
aslanın ağzında yaşa onlarla uyum içinde ol ve savaşı sonuna kadar götür”
sözleri.
Zengin Beyazları eğlendirmek için gözleri kapalı çoklu
dövüşle başlayan kolej serüveni, Harlem’de boya fabrikasında iş bulması ile
devam ediyor. Boya fabrikası “Amerika’yı Özgürlük Boyaları ile Saf Tutun” mesajı
veriyor. Toplumların gerçekten saf olmaya ihtiyaçları var. Saf toplumları
bulmak tarih boyunca her zaman çok ender olmuştur. Beyaz boya ile saflık
kolayca sağlanabilse keşke. Biliyoruz ki insanlık belli bir yenilgi karşısında
oynamaya devam ederek kazanılıyor. Saflık için birlikte çaba harcamaya devam
etmeliyiz.
Kitabın kapağında siyah kültürün ve yaşamının karmaşıklığını
ve çok yönlü doğasını anlatan, Harlem Rönesansı Hareketine mensup Amerikalı
sanatçı Archibald J. Motley’in “The Jockey Club” eserini görüyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder