Rahat
şu kavga bir
bitse dersin,
acıkmasam dersin,
yorulmasam
dersin;
çişim gelmese
dersin,
uykum gelmese
dersin;
ölsem
desene!"
-Orhan Veli
Japonlar bir ada
toplumu olarak taze balığı her zaman çok severlermiş. Fakat Japonya sahillerinde, bol balık az
bulunduğundan, balıkçılar nüfusu doyurabilmek için daha büyük teknelerle
okyanusa açılmaya başlamışlar. Başlangıçta balık tutmak için uzaklara
gidildikçe, geri dönmesi de daha uzun zaman almaya başlamış. Dönüş bir iki
günden daha fazla uzarsa, tutulan balıkların da tazeliği kaybolmaktaymış.
Japonlar, tazeliği kaybolmuş balığın farkını anlayıp lezzetini hiç sevmemişler.
Bu problemi çözebilmek için balıkçılar, teknelerine soğuk hava deposu
yaptırmışlar. Böylece istedikleri kadar uzağa gidebilip tuttuklarını da soğuk
hava deposunda dondurulmuş olarak saklayabilmişler. Ancak Japon halkı, bu defa
da taze balıkla donmuş balığın lezzet farkını ayırt etmiş ve bu balıklara çok
para ödemek istememişler. Bunun üzerine, balıkçılar çareyi teknelerine balık
akvaryumu yaptırmakta bulmuşlar. Japon halkı bu defa da canlı olmasına rağmen
bu balıkların da lezzetinde bir farklılık hissetmişler. Hareketsiz, uyuşmuş bir
durumda günlerce yol giden balığın, canlı, diri ve hareketli balığa göre
lezzeti çok farklıymış. Sonunda Japonlar taze ve lezzetli balığı sofralara
getirebilecekleri bambaşka bir yol bulmuşlar:
Balıkları yine
teknedeki akvaryumlarında tutarken içine küçük bir de köpekbalığı atmışlar.
Böylece balıkların bir kısmı köpekbalığı tarafından yutulmasına rağmen geride
kalanlar son derece taze kalabilmiş…
Hayatınızdan
köpek balıkları eksilmesin diyeceğim dilim varmıyor. Hayatınızdan köpek
balıkları uzak olsun diyeceğim de bilirim onlar sizi asla rahat bırakmazlar…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder