16 Ekim 2019 Çarşamba

Zemheride Yoğurt İsteyen, Cebinde İnek Taşır - Bir Türk Atasözü







ŞİİR DENİNCE:


 

Yağmurlar da diner moruk
Gökyüzüne bakmayıveririz bir gün
Zaten üç damla suyun bir avuç toprakla çarpımından
Doğdum ben
Bunun için çamura kestim son günlerde
Sen hiç Bob Dylan dinledin mi?
Hiç dün gece dinledin mi?
Şarabı rakıyla karıştırıp
Saatler moruk saatler… ne olmuş saatlere
Kurmayıveririz bir gün
Ben parmak hesabıyla bir ömür yaşadım
Yükseklik korkusundan başım hiç dik durmadı
İğreniyorum kendimden bile bazan
Dünyadan her zaman
 


Kaldırıp yakamı inerim gecenin ayıp yerlerine
Eve geç gelen adamların hüznüyle
Biz ne kötü yaşadık be moruk
Bir kuş kanatlarını dürünce rüzgarsız kalmak gibi
O kadar yalnız, o kadar umutsuzduk
-geçmiş zaman kipi gitmedi burda ama neyse


 
Moruk diyorum artık benimle büyüyenlere…
 

Ben nerde bir çift göz gördümse. Tuttum onu güzelce sana tamamladım. -Cemal Süreya


 


 


PAYLAŞIMLAR:
Ayakta duracak halim yokken, hayatta duracak mecburiyetim...


Denginiz değilim efendim, dengesizim... / Dostoyevski- Suç Ve Ceza


Atalarımız der ki,güneş, diz çökenlerden önce ayakta duranların üstünde parlar.


"Küçücük ömrüm hep rüzgar gülleri kokacak" – Küçük İskender


Hazreti Muhammed’I Miraç’a yükselten, İsa Peygamberimizi göğe, koltuğunun altına alan Alaah, bizi de unutmamış olsun. Amin.


“Hafıza-ı beşer nisyan ile malüldür.” – Muallim Naci


İnsan hafızası unutkanlıktan dolayı kusurludur. Unutursak kalbimiz kurusun. Akşamdan sabaha unutanları gördükçe imrenirsiniz onlara. Balık olasınız gelir. Oysa siz rakı şişesine düşmüşsünüzdür. Anason, aklınızın duvarlarına sıvamaktadır unutmaya çalıştıklarınızı.


Hatırlamak için bir hafızamız varken, unutmak için elimizde hiçbirşeyin olmaması hayatın bize ettığı en büyük kazıktır. -Murathan Mungan


Perilere inanan fillerden olalım.


“Sual eylen bizden evvel gelene. Kim varimiş biz burada yoğ iken. -Karacaoğlan”


“Ben ustamın ustası, çırağımın çırağıyım.” – Halil Cibran


Asıl yollu sizsiniz. Sizin yolunuz, yol değil ve biz sizinle aynı yolun yolcusu değiliz.

Beni gece ile imtihan etme nankörlük, durup ömrümü düşünürüm o zaman. -küçük iskender


Ruhuna El-fatiha. Gençliğimizin tabi ulan, küçük iskenderin duayla ne işi olur.


Kum saatini yatır – geçmesin artık zaman. -küçük iskender


Seni oraya kadar taşıyıp getirdilerse eğer; heykeltraşı bekleme, sende kendi kendine yontul biraz.


Dolu sunulması ve dem alınması kadim geleneklerdir. Şiir demse, şairler de cemdir. Mey’in ister yar aşkına, ister pir aşkına, ister yaradan hürmetiyle içimize dökülmesinin de şiirin hayatiyetiyle ilgili olduğunu söyleyelim. Esriklik, sarhoşluk hali kimdedir, aşıkta, dervişte, şairdedir. Biz sarhoşken üzüm daha yaratılmamıştı.   


Üçüncü ayakta 'rüzgârın kızı' yine gelmeyecekti. Ganyanım tökezlemiş ve hayatım buruşuk bir resim olarak hatırlanacaktı.


Aort damarının acısız bir şekilde zedelenmesi durumunda kan kaybından ölebilir bir insan.


when dreams wake
life ends.
then dreams are gone.
life ends.


rüyalar uyandığında
hayat biter.
sonra rüyalar gider.
hayat biter.






yani rüzgar her şeyi alıp götürmeyecek.


Papalagi denince beyazlar ya da yabancılar anlaşılır. Ama sözcüğü sözcüğüne çevrilirse “göğü delen” anlamına gelir.
 
Samoa’ya ilk misyoner bir yelkenliyle gelmişti. Yerliler bu beyaz yelkenliyi ufukta bir delik olarak gördüler, beyaz adamın içinden çıkıp kendilerine geldiği bir delik. O, göğü delip geçmişti. “Göğü delen” ismi bir metaforken zaman içerisinde düz anlamda içermeye başladı. Çünkü, Papalagi sonunda göğü gerçekten delmeyi başardı. “Ozon deliğinin” içinden ne tür bir yelkenlinin çıkageldiğiniyse zaman gösterecek.
 
kenardan geçeyim
yol sizin olsun
ağular içeyim
bal sizin olsun
     -Neşet Ertaş
   
Evet, hiç değilse
Ben ölünce
Bir fener olsam;
Tek başıma geceleri,
Uykulardayken dünya,
Gökte ayla senlibenli
Sohbete dalsam.
 -Wolgang Borchert
 
Suyun üstünde bile yürüseniz, 'Çünkü yüzme bilmiyor! ' diye eleştirenler her daim olacaktır. O yüzden siz işinize bakın!
 
İnsanın asla gerçekten değişmediğini, değişmeinin mümkün olmadığını, yedisinde neyse yetmişinde de o olduğunu, değişmek için baştan başlanmayacağını anladım. O zaman ne için baştan başlanıyor? Diye sordu. Masa değiştirmek için baştan başlanır dedi. Yanlış oyuna katılmış olduğumuzu düşünürüz her zaman ve başka bir oyun masasına oturmuş olsak elimizdeki kağıtlarla kim bilir neler yapabilirdik diye geçiririz aklımızdan.
 
Kağıtları değiştirmek olanaksız, oyun masasını değiştirmekten başka çare yoktur. Masanızı buldunuz mu diye sordu. Evet, iğrenç bir masa, herkes hile yapıyor, para kirli, insanlar beş para etmez.
 
Masa değiştirmek zorunda kalan insanlardan olmayalım.
 
Genel Görelilik Kuramı / Kuantum Mekaniği
 
Mozart – Requiem



The last blackboard of Niels Bohr, Copenhagen.


Şüphe sonuna kadar devam eder.




Paul Dirac
“Bizim gibi fiziğe inanan insanlar, geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrımın sürüp giden inatçı bir yanılsamadan başka bir şey olmadığını bilir.”


ŞARKI / TÜRKÜ DENİNCE:
https://www.youtube.com/watch?v=MT_Hg-6Juew
Nazan Öncel / Gidelim Buralardan


Teoman-Oğul