1 Şubat 2018 Perşembe

Karanligin Son Günleri - Graham Moore


’Karanlığın Son Günleri’, elektriğin tüm dünyaya yayılmasını sağlayan 19. yüzyılın rakip mucitleri Thomas Edison, George Westinghouse ve Nikola Tesla arasındaki patent savaşlarını konu alıyor.

Kıyasıya akım savaşları yaşanıyor. Bu savaşta her şey serbest. Kim mi kazanıyor? Elbette ABD.

Colombia Hukuk Fakültesi’nden yeni mezun olan genç avukat Paul Cravath kazanılması imkânsız gibi görünen bir dava alır.
Paul’ün müvekkili George Westinghouse, Thomas Edison tarafından milyon dolarlık bir iddiayla dava edilir. Davanın konusu; ampulü kim icat etmiştir ve ülkeyi aydınlatabilme gücüne sahip olan kimdir?
Her iki taraf da ne olursa olsun kazanmak zorundadır.
Edison, elindeki muazzam imkânlarla –özel casusları, ona çalışan gazeteler ve banker J. P. Morgan'ın desteği– çok tehlikeli ve kurnaz bir rakiptir.
Mucit ve sanayici Westinghouse ise son derece tehlikeli bir yatırım olan alternatif akım için her şeyini riske atar. Bu girişiminde daha önce Edison’la çalışmış Nikola Tesla adında bir dâhi ona yardımcı olur. Bir süre sonra Paul kimsenin göründüğü gibi olmadığını, herkesin kendi oyununu oynadığını fark edecektir.

Elektriksiz bir dünyanın nasıl olduğunu bir saniyeliğine hayal edin! Başta romantik bir fikir gibi gelse de ardından ne kadar korkunç olabileceğinin farkına varıyorsunuz. Gelin sizi elektriğin insanların hayatına tam anlamıyla girdiği yıllara götüreyim, aslında çok uzaklara değil, 1800’lerin sonlarına. Kıyasıya ‘akım savaşları’nın yaşandığı günlere.Kahramanlarımız Edison, Westinghouse ve Tesla. Hepimizin tanıdığı mucitler... ‘Akım Savaşları’nın çıkış nedeni ise ‘ampul’. Acaba insanlık tarihini değiştirecek bu icat kimin? Bildiğimiz üzere Edison’un. Ama gelin bildiklerimizi unutalım ve tarihe tanıklık edelim. Graham Moore imzalı ‘Karanlığın Son Günleri’ dönemin bu üç önemli adamının hikâyesini anlatıyor. Anlatıcımız, Westinghouse’un kendisine Edison’un açtığı 300’ün üzerindeki davaya karşı savunması için tuttuğu genç, deneyimsiz ama parlak avukat Paul Cravath. Okuldan yeni mezun bu hırslı avukat birden kendisini yüzyılın en büyük davalarından birinin içinde buluyor. Bir yanda yaptığı icatlarla kocaman bir imparatorluğa sahip ve pek de ‘iyi’ bir şöhreti olmayan Edison, diğer yanda yeni icatları üretmek için kendine bir merkez kuran Westinghouse var. Cravath, müvekkilinin Edison’a karşı kazanması için uğraşırken bu kez karşısına asrın en kendine has mucidi Nicolas Tesla çıkıyor. Tesla, Edison’un yanında umduğunu bulamayan ve onunla ciddi bir kavgaya tutuşup kaçan kaçık bir mucit.

Onu Westinghouse’un yanına çekerek zafer kazanmayı planlayan Cravath başarısız oluyor sayılmaz. Ama hikâye bu kadar basit değil. Doğru akımı bularak elektriği evlere kadar sokma peşinde olan iki önemli isim kıyasıya savaşırken aslında iş dünyasının ne kadar acımasız olduğunu da görüyoruz. Entrikalar birbiri ardına yaşanırken en masum kahraman Tesla kalıyor. Onun tek derdi kafasındaki icatlar çünkü. Akım savaşlarını kazanmak için Edison her yola başvuruyor, bir mahkûmu elektirikli sandalyeyle idam ettirmek de bunun içinde... Her ne kadar anlatıcımız sayesinde Westinghouse’un tarafında da olsak yaşadığımız sürprizlerle onun da ne kadar masum olduğunu tartışıyoruz ilerleyen sayfalarda.

EDISON’A EN BÜYÜK DARBEYİ KİM VURDU?
‘Karanlığın Son Günleri’, icatlar çağını anlatan, okura keşif zevki tattıran bilgilendirici bir kitap. Hayatımızı değiştiren o icatların nasıl doğduğunu, sancılı günleri, ekonomik altyapının nasıl hazırlandığını ve en önemlisi bugüne damgasını vuran ‘güç, iktidar ve para’ savaşlarının hikâyesini anlatıyor. 
Edison’a en büyük darbeyi yine tanıdık bir ismin, Graham Bell’in vurduğunu da unutmadan belirteyim. İcatlar çağında yaşamış Cravath da bir mucit. ABD’nin bugünkü hukuk sisteminin altında onun imzası var.
Elbette aşk da var kitapta. Güzeller güzeli bir şarkıcı, onun gizemli hayatı ve ‘akım savaşları’ndaki rolü kitaba ayrı bir heyecan katıyor. Tüm bu kahramanlar tarih sahnesinde başrol oynamış isimler, biz bu kitapta onların bu başrolü nasıl aldıklarına ve sahneye nasıl çıkıp nasıl ayrıldıklarına şahitlik ediyoruz. Akım savaşlarını kim mi kazanıyor? 
Elbette ABD. Moore şöyle diyor: “Şu an Birleşik Devletler’in omurgasını oluşturan sistemi ancak hep birlikte kurabilirlerdi. Bunu kimse tek başına yapamazdı. Paul, böyle bir mucize yaratabilmek için, dünyanın her birine ihtiyacı olduğunu fark etti. Tesla gibi vizyonerler. Westinghouse gibi zanaatkârlar. Edison gibi satışçılar.”
‘Karanlığın Son Günleri’ bugünü anlamak için dünü bilmek gerekir diye düşünenler için harika bir kaynak. Hemen belirteyim; kitabın filmi de çekildi. Yakında gösterime girecek ve Oscar’larda büyük sükse yapması bekleniyor.

Werner von Siemens’i de kitapta görecekmiyiz acaba J

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder