10 Haziran 2019 Pazartesi

Akıl insanın külahında bir çividir.Yumruk yemeden içeri girmez. -Avustralya Atasözü


ŞİİR DENİNCE:




Yeşil ipek gömleğinin yakası
Büyük zamana düşer
Her şeyin fazlası zararlıdır ya
Fazla şiirden öldü Edip Cansever

Demiş Cemal Süreya onun için…
Gidemeyiş

Güz ve kış ve ilkbahar geçti
Yaz çarçabuk geçti
Hepsi tekrar tekrar geçtiler
Bu bana uzun geldi

Gecem avurtlarım gibi çöktü
Ve çöktüm
Sabahım, sabahlarım
Kabından taşan sütler gibi büyüdü
Ve taştım
Gün güne taşındı, yıl yıla
Gitmedim, gidemedim…

-EDİP CANSEVER

Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum?
Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!
-Mehmet Akif Ersoy
Sen bir deniz feneri
Aydınlatırsın geceleri
Bilmezsin neleri, nereleri



PAYLAŞIMLAR:




Dökme demirden yapılmış Whiteford Deniz Feneri, Birleşik Krallık

Fernweh

kendinizi bulunduğunuz yere ait hissedemeyip, uzaklara gitmek istediniz mi hiç? belki de bu hisse kapılıp almanya'ya taşındınız, kim bilir... işte bu hissi almanlar öylesine hissetmiş ki fernweh diye isim verme ihtiyacı hissetmişler. "uzak özlemi" diyebiliriz kısaca, yani memleket özlemi anlamına gelen heimweh kelimesinin tam karşıtı. almancanın en şiirsel kelimelerinden biri.


Ne kadar büyük olursan ol, bir rehbere ihtiyacın vardır.


0.5 uç vs 0.7 uç
Dövme yaparcasına bastıra bastıra yazan biri için tabii ki 0.7, hatta 0.9
0.9 = ilkokul
0.7 = ortaokul
0.5 = lise - üniversite
0.9 = station wagon
0.7 = sedan
0.5 = hatchback

0,5 uç zarif insanlar içindir, naiftir, kibardır. 0,7 uç bizden biridir, daha samimidir, kolay triplere girmez, işini görür bunu dillendirmez bile, ağzı var dili yoktur, sempatiktir.
0.5 uç, elinin ayarını bilmeyenlerin elinde kırılır. ona keski ve çekiç muamelesi yapan amele ruhluların ellerinde hoyratça harcandığı doğrudur.

0.5 kullananlar sanatçı ve bilim insanı olurken, 0.7 kullananlar memur, elti ve kayınço olabildiler.
0.7 uç özellikle eşit ağırlıkçıların vazgeçilmezidir.
0.5 uç ise sayısalcı tayfanın favorisidir. en minimal satır arası boşlukta bile işlemlerine devam etme imkanı sağlar.

Artiz Mektebi

“Bu okulun bale salonunu babam yaptırdı cest olaraktann" sözleriyle, parmak ucunda duramadığı için direk topuklu ayakkabıyla bale yapma gibi cin bir fikirle, artiz olma hayalleri besleyen gudubeti canlandıran perran kutman bu oyunda da süperdir.

Yeryüzünde var olan ve var olmuş olan her şeyin adı tamamen insan ürünüdür.


ŞARKI DENİNCE:
The Proclaimers - I'm Gonna Be (500 Miles)
I'm Gonna Be (500 Miles)
The Proclaimers

When I wake up yeah I know I'm gonna be
I'm gonna be the man who wakes up next to you
When I go out yeah I know I'm gonna be
I'm gonna be the man who goes along with you
If I get drunk yes I know I'm gonna be
I'm gonna be the man who gets drunk next to you
And if I haver yeah I know I'm gonna be
I'm gonna be the man who's havering to you

But I would walk 500 miles
And I would walk 500 more
Just to be the man who walked 1000 miles
To fall down at your door

When I'm working yes I know I'm gonna be
I'm gonna be the man who's working hard for you
And when the money comes in for the work I'll do
I'll pass almost every penny on to you
When I come home yeah I know I'm gonna be
I'm gonna be the man who comes back home to you
And if I grow old well I know I'm gonna be
I'm gonna be the man who's growing old with you

But I would walk 500 miles
And I would walk 500 more
Just to be the man who walked 1000 miles
To fall down at your door

When I'm lonely yes I know I'm gonna be
I'm gonna be the man whose lonely without you
When I'm dreaming yes I know I'm gonna dream
Dream about the time when I'm with you.
But I would walk 500 miles
And I would walk 500 more
Just to be the man who walked 1000 miles
To fall down at your door

Olacağım (500 Mil)
The Proclaimers

Uyandığımda olacağımı bilirim
Senin yanında uyanan bir adam olacağımı...
Dışarı çıkarken olacağımı bilirim
Seninle beraber gezen bir adam olacağımı...
Eğer sarhoş oluyorsam olacağımı bilirim
Senin yanında sarhoş olan bir adam olacağımı...
Eğer karar veremiyorsam olacağımı bilirim
Sana karar veren adam olacağımı...

Ama 500 mil yol yürürdüm
Ve 500den daha fazla yürürdüm
Sadece 1000 mil yürümüş olan bir adam olmak için...
Kapında diz çökmek için...

Çalışırken olacağımı bilirim
Senin için çok çalışan bir adam olacağımı...
Ve yapacağım iş için paralar gelirken
Neredeyse her bir lirayı seninle harcayacağım
Eve geldiğimde olacağımı bilirim
Seninle eve geri gelen bir adam olacağımı...
Ve eğer yaşlandıysam olacağımı bilirim
Seninle beraber yaşlanan bir adam olacağımı...

Ama 500 mil yol yürürdüm
Ve 500den daha fazla yürürdüm
Sadece 1000 mil yürümüş olan bir adam olmak için...
Kapında diz çökmek için...

Yalnızken olacağımı bilirim
Sensiz yalnız olan bir adam olacağımı
Hayal kurarken bilirim, hayalini kuracağımı
Seninle beraberken geçen zamanlarımın...
Ama 500 mil yol yürürdüm
Ve 500den daha fazla yürürdüm
Sadece 1000 mil yürümüş olan bir adam olmak için...
Kapında diz çökmek için...



SİNEMA DENİNCE:

Keyser Söze
-Kim bu keyser soze?
-Söylendiğine göre türkmüş. babasının alman olduğu söylenir. kimse onun gerçek olduğuna inanmaz. kimse onunla direk olarak çalışan, onu tanıyan ya da gören birini bilmez. kobayashi'ye göre herhangi biri soze için çalışabilirdi. bilemezsin. bu da onun gücüydü. şeytanın yaptığı en büyük kurnazlık tüm dünyayı yaşamadığına inandırmakmış. bana anlatılan bir hikaye var. sanırım doğru... türkiye'deki günlerinden kalma. bir grup macar kendi mafyalarını kurmak istemişler.
güçlü olmanın paraya silaha ya da mala dayanmadığını anlamışlar. güçlü olmak için diğerlerinin yapamadığını yapmak gerekir. bir süre sonra yönetimi ele geçirmişler ve...soze'nin peşine düşmüşler. o zaman küçük işleruyuşturucu işi yapıyormuş.
bir öğleden sonra evine gelmişler onu arıyorlarmış. evde karısıyla çocuklarını bulmuşlar ve soze'yi beklemeye karar vermişler. eve geldiğinde karısını tecavüz edilmiş, çocuklarını da bağırırken bulmuş. macarlar soze'nin zorlu biri olduğunu biliyorlarmış. onunla dalaşılmazmış ona iş için geldiklerini söylemişler. ona işini ve toprağını istediklerini söylemişler.
soze, aile fertlerinin yüzlerine bakmış ve adamlara gerçek arzusununne olduğunu göstermiş. o günden sonra yaşamaktansa tüm ailesini ölü görmeyi yeğlediğini söylemiş.
son kalan macar'ın gitmesine izin vermiş. karısı ve çocuklarının gömülmesinibeklemiş ve... sonra da tüm mafya üyelerinin peşine düşmüş. çocuklarını öldürmüş, karılarını öldürmüş, anne ve babalarını aile dostlarını öldürmüş. oturdukları evleri, çalıştıkları... dükkanları yakmış yıkmış. onlara borcu olan adamları da öldürmüş ve sonra birden yok olmuş.gizlenmiş sonra onu kimse görmemiş.bir efsane olmuş.
suçluların çocuklarını korkutmak içinanlattıkları bir hikaye olmuş. babanı ele verirsen keyser soze seni yakalar. kimse gerçekten yaşadığına inanmaz.
-Sen inanıyor musun verbal?
-Keaton şöyle derdi: "tanrı'ya inanmıyorum ama ondan korkuyorum". Bense tanrı'ya inanıyorum ama tek korktuğum şey keyser soze.










I’m telling you, It’s Keyser Soze!!!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder