When: Perşembe 15 Eylül 2005 17:45-18:45.
Psikoloji | Galibiyete Odaklı | Mağlubiyeti Kabullenmiş | ||
Performans | Çok koşan | Bu da çok koşan | ||
İnanç | Sağlam | Şöyle böyle | ||
Ekip Oyunu | Mümkün Olduğunca | Bireysel | ||
Nato | 11 | Varşova Paktı | 7 | |
Visitor | *** | Bülent | * | |
Ahmet | ** | Yücel | ** | |
Yüksel | ** | Ayhan | ** | |
Cüneyt | ** | Düzgün | * | |
Tolga | ** | Uğur Kartal | * | |
Ufuk | ** | Veysel | ** | |
Serkan | ** | Visitor | ** |
Eylül ayında Merkür Aslan Burcuna 20,06 derecelik teğet geçiş yaparak, bütün ihtişamıyla Terazi Burcuna kiriş yaparak, merkezine doğru halkavi hareket ediyor. Merkür insanlara hırs aşılarken, aynı düzlemde konik oluşturan Jupiter’in örtük etkisiyle irade zayıflığı fotonları yayılıyor. Astronomi bu noktada devreye girip, Büyük Ayı'nın, Çoban Yıldızı ve Kutup Yıldızı ile oluşturduğu paraleli, yanal düzlemde ikiye keserken, Halley’le 45 derecelik açıortay oluşturduğunu müjdeliyor. Her ne kadar anlatılanlar çok matematiksel olsa da, limit sıfıra yaklaşırken gerçeklik katsayısı, türevsel ters hareketle integrale ulaşıyor.
Bu kadar doyurucu bilgi yeterlidir diyor, geçen Perşembe akşamı oynanan maçın özetine geçiyoruz. Oyuncu sakatlıkları, alınan cezaların etkisiyle takımlar kadro oluştururken strese kapıldılar, ancak sabırsız davranmadılar. Sabırla, koruk helva, dut yaprağı atlas olurken, minel garaip kırk haramiler doluşuyordu sahaya. Atı alan Nato, Üsküdar’ı geçiyor oyunda bir adım avantaj yakalıyor ve bu avantajı oyun sonuna kadar kaybetmiyordu. Bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge...
Kırkbirbuçuk kere maşallah, Varşova Paktı, takım oyununda uzmanlaşmış, sahada tam saha presle geniş ambargo uyguluyordu. Sahanın hemen hemen her kademesinde kırklara karışıyor, Nato’nun kırk katır mı, kırk satır mı sorusunu duymazdan geliyordu.
Kişisel Darbımeseller:
Bülent - bir eda, bir çalım kaleye geçer, aynen lamba. düzelir mi? bilinmez.
Veysel - defansta başlar, ileri uçta bitirir. Yücel çok uyardı.
Yücel - az buçuk şahsi. iyidir iyidir, koşar en azından. uzun topları ara sıra kaçar.
Visitor - hani Fener formalı olan. enerji var, biraz teknik eksik.
Ayhan - kondisyon, efor, ama birazda pas yap be Ayhan gözünü seveyim. düşme oyundan hemen.
Düzgün - enerji lazım çok. seyahat öncesi yorgunluk olabilir. takımı toparlardı önceleri.
Uğur - ileride çok gol bekledik, ama nafile. nerede o güzel günler?
Visitor - daimi kaleci değildi iyi ki. o ne kurtarışlar? oyunu pek aklımda kalmamış.
Ahmet - defansta oynaması lazım. ileride, hemen şut çekmeye çalışır.
Yüksel - ayağının bahanesiyle, savaşçı nitelikleri kayboluyor. daha çok gel maçlara Yüksel. maç eksiğin var.
Tolga - Oğuz vari hareketler, paslar inceden. her zaman sonuç alamıyor. unutma ki mükemmel oyunu sadece Zidane oynar.
Ufuk - başlarda çok etkisiz. sonra sonra açıldı. beklediğimiz daha fazla istikrar.
Cüneyt - herkes ileri çıkıyor Cüneyt? sen neden defansta kaldın ki hep?
Serkan - bazen iyi maç çıkarır. bazen tutuk. akşamda biraz tutukluk yaptı.
Hamiş: 15.09.2005 Perşembe akşam 17:45 - 18:45 maçına herkes davetlidir. Öncelik hakkı için ACCEPT şart. Teşekkürler.
Hiçbir özelliği olmayan çıplak, kahverengi bir düzlük,
Ne çimen var, ne de komşular,
Yiyecek de yok, oturacak yer de,
Yine de dikiliyor boşlukta
Akıl almaz bir kalabalık
Milyonlarca göz, milyonlarca hizalı postal,
Yüzleri ifadesiz, bir işaret bekliyorlar.
- W.H. Auden, The Shield of Achilles
Yorumsuz:
Nietzsche, tüm yaratıcıların, tarih üzerinde bir etki bırakabilmeleri için katı olmaları gerektiğine inanır. Bunu belirsiz, ancak rahatsız edici metaforlar şeklinde "parçalara ayırmak" ve metal üzerine yazı yazmakla açıklar:
(*) Thus Spake Zarathustra, Kısım Üç, 'Of Old and New Law-Tables' (*)
İbrahim Ferrer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder